Geçmişten günümüze bazı insan toplulukları farklılıklarıyla dikkat çekmiştir. Sanırım bunların başında da “kızıl gene” sahip olan insanlar geliyor. Maalesef ki eski Yunanlılarda vampir olarak kabul edilen daha sonra 15. Yy’dan 18. Yy’a kadar da cadı oldukları gerekçesiyle Avrupa’da tabiri caizse avlanan bir topluluktan bahsediyorum.
Günümüzde dünya nüfusunun %2’si (yaklaşık 140 milyon) bu gene sahip ayrıca İskoçya %13 ile en yüksek kızıl saç oranının sahibi olarak birinci sırada yerini alıyor. Kızıl saçlılar her ulusta bulunabiliyor olsa da en çok Kuzey ve Batı Avrupa’da bulunmaktadırlar.
Bu kısa ve genel bilgilendirmeden sonra aklımızda beliren yegane soru şu oluyor; neden bazı insanlar kızıl saçlı doğar?
MC1R adını verdiğimiz saç ve cilt rengimizi düzenleyen ve açılımı “meleno cortin 1 reseptor” olan 16. kromozomumuz tarafından kodlanan bir gende meydana gelen mutasyon sonucu kızıl rengi oluşuyor. Evet, yanlış duymadınız; mutasyon denilince her ne kadar aklımıza patojenik etkileri gelse de ,ki genellikle zarar verici etkisi ön planda oluyor, bazen evrim insanlığımıza küçük sürprizler yaparak mutasyonlarla da genetik çeşitliliğe katkı sağlayabiliyor. Bu özelliğinden dolayı MC1R genine “kızıl gen” adı da verilmektedir.
Diğer renk frekansındakilerden farklı olarak kızıl saçlılarda daha az kıl folikülü (keseciği) yani saç teli bulunur. Ortalama siyah saçlı bir insanda 110 bin saç teli bulunurken, bu sayı sarışınlarda 146 bine kadar çıkabiliyor. Kızıl saç rengine sahip insanlarda ise 86 bin civarında. Bunun sebepleriyle ilgili kesin veriler olmamakla birlikte, santimetre kareye düşen kıl sayısının, kılın kalınlığı ile ilgili olduğu düşünülmektedir. Kızıl saçlı insanların saçları genelde ortalamadan daha kalınken, sarışınların saçları daha incedir.
Ayrıca dünyada tek olarak kızıl saçlıların, her yıl binlerce kızıl saçlının katılım sağladığı 'Roodharigendag' adını verdikleri ve Hollanda'nın Breda şehrinde gerçekleşen festivalleri çok renkli görüntülere ev sahipliği yapmaktadır.
Son zamanlarda yaşadığımız olayları da göz önünde bulundurursak; rengimiz fark etmeksizin bu dünyada hepimizin aynı tabloya ait küçük fırça darbelerinin tonları ile bir bütün oluşturduğumuzu hatırlatmakta fayda var. Bilimle ve en önemlisi sevgiyle kalın..